Ana Sayfa
Yöntek
Ulaş Bıçakcı

Seminerleri

Danışmalıkları

Kitapları

E-kitapları

Yazıları

Köşe Yazıları

Seçtikleri

Danışmanlık
Eğitim

Linkler

Bize Ulaşın

Arama

 

ENDÜSTRİ MÜHENDİSİ NE İŞE YARAR?

 

STFA kısa adıyla bilinen Sezai Türkeş Feyzi Akkaya Grubu’nda çalışmaktaydım. STFA o zamanlar bir inşaat ve müteahhitlik şirketi olarak dünya sıralamalarına girerdi. Anahtar teslim projelerde yanılmıyorsam dünya onunculuğuna kadar da yükselmişti.

Görevim, "Organizasyon ve Sistem Müdürü" idi. Bir gün, şirketin insan kaynaklarının güçlendirilmesi için bir proje öne attım. Şimdilerde, "talent pool-yetenek havuzu" ya da, "Management Trainee – MT" denen bir uygulama olacaktı bu. Şirkete yöneticiler yetiştirmek üzere dışarıdan, "sıfır kilometre" yeni mezun gençler alacak ve onları özel bir eğitim ve kariyer planlaması ile üst düzey yöneticiliğe hazırlayacaktık.

Tepe yönetim projeyi tuttu ve onayladı. Konu, alınacak gençlerin hangi branştan olacağına gelince, üst yönetimin cevabı hazırdı: "Biz inşaat müteahhitliği firmasıyız. Tabii ki, İnşaat Mühendisleri alınacak" dendi. Zaten STFA İnşaat Mühendisi ağırlıklı bir firma idi. Daha sonraları bizzat Sezai Türkeş de bir başka vesile ile aynen şöyle demiştir: "Biz bugünlere kadar mühendis olmayanı adam yerine koymadık."

Ancak toplantılarda mühendis olmayan yöneticilerden de çatlak sesler çıkmıyor değildi. Bazıları, "İşletmeci alalım" diyorlardı. Bazıları da başka şeyler.

Ben de kendilerine, "Endüstri Mühendisi" ve,"İşletme Mühendisi" alalım diyince işler çatallaştı. "Nedir o" dedi, İnşaat Mühendisi tepe yöneticiler. Elimden geldiğince anlatmaya çalıştım. "Traşı bırak ne okurlar, nerede okurlar, mezun olunca ne işe yararlar, araştır, kağıda dök ve getir buraya" dediler. ("Traşı bırak" lafında hiç bir kasıt yoktur. O zamanlar STFA’da samimi, direkt, net, açık ve ne demek istendiği kısa yoldan söylenen bir konuşma dili vardı.)

Bu eğitimi veren fakültelerden eğitim programlarını istedim. Bazı hocalarla ve öğrencilerle konuştum. Ve kağıdı hazırlayıp tepe yönetim toplantısına girdim. Kağıtlardan herkese bir tane dağıttım. Malum bu kez de, "Bırak şimdi kağıtları. Kısaca anlat bakalım neymiş bunlar" dediler. Anlatırken de, "Kısa, daha kısa" deniyordu. Çünkü o zamanlar STFA’da gerçekten korkunç hızlı bir tempoda çalışılırdı. Toplantılarda bile.

"Abi" dedim, "Özeti şu: Bunlar biraz mühendislik dersleri alıyorlar biraz da yönetim."

"Peki biri niye işletme de öbürü endüstri?"

"Abi, endüstriciler daha çok fabrika, sanayii ötekiler de daha çok işletme ağırlıklı imişler."

"Anlaşıldı, anlaşıldı" dedi en tepe adam. "Bunlar ne mühendis ne de işletmeci. Ne deve, ne de kuş. Devekuşu bunlar."

Neticede önerimin kabul görmediğini sanıyorsanız aldanıyorsunuz. Çünkü tepe yönetici kavrama kabiliyeti son derece fazla olan bir kişi idi. "Tamam" dedi alın bakalım 25 genç. Yetiştirin. Projeyi uygulayalım. Sen de neticeleri bana periyodik olarak raporlayacaksın."

Toplantılarda, bir başka tepe yönetici de, "Tamam yav, işte bunlar libero. Alıp koyacaksın oraya buraya birer tane" demişti. Onun üzerine, "Ambarlara da alalım, teknik ofislere de alalım, satın alma’ya da, insan kaynaklarına da ... alalım" denmişti.

Benim endüstri mühendisliği öğrencileri ile başım dertte. Nedense o kadar çok çağırıyorlar ki, beni konuşma yapmaya. Üstelik bir de e-mail’lerle sorular yağıyor: "Endüstri Mühendisliği’nin şirketlerdeki yeri nedir" gibi.

Bu hikayeleri onlara önce tuzaklı bir biçimde anlatıyorum. Düş kırıklığına uğruyorlar. Mesela çok çeşitli şey okumanın faydasızlığından yakınıyorlar. Libero lafı ağırlarına gidiyor. "Yani ne iş olsa yaparım abi mi Ulaş bey" diyorlar. Evet 25 kişiye iş sağlanmış ama adeta, "Alın bulunsun" gibilerinden küçümsenerek alınmışlar şeklinde algılıyorlar meseleyi.

Halbuki bunlar kendileri için dezavantaj değil avantajdır. İnsanların çoğu maalesef bardağın boş yanını görme eğilimindeler. Bardağın dolu yanlarından bazıları şunlardan oluşuyor:

. Çok çeşitli dersler okumanın yararını zaman içinde göreceksiniz.

· Bence, "libero" demek, "işe yarar insan" demektir. Top kontroldan çıktığı zaman onu kontrol eder. Yani üstün niteliktedir.

· Bir de şunu unutmayalım. Diplomanın önemi azalıyor. Bu, hiç bir zaman, "Okumayın, diploma almayın" demek değildir. Diplomanı alıp duvara asacaksın.

· Artık insanların %85’i diploma mesleklerinden başka işlerde çalışıyorlarmış. İlk bakışta bu bilgi de olumsuz görünüyor. Halbuki değil. Bardağın dolu yönü şu. Diploma mesleğine bağımlılığın azalması insanlar için yapacakları meslek seçeneklerini arttırıyor. Bir başka ifade ile artık indanlar diploma aldıkları meslekte çalışmaya mahkum değiller.

· Endüstri Mühendislerinin seçenekleri gördükleri eğitim icabı, yukarıda örneklediğim gibi daha da fazla.

 

1 Şubat 2002

Copyright © 2006 Yontek.Com

Ana Sayfa | Yöntek | Ulaş Bıçakcı | Danışmanlık | Eğitim | İnsan Kaynakları | Bize Ulaşın