STFA
kısa adıyla bilinen Sezai Türkeş Feyzi Akkaya Grubu’nda
çalışmaktaydım. STFA o zamanlar bir inşaat ve müteahhitlik
şirketi olarak dünya sıralamalarına girerdi. Anahtar
teslim projelerde yanılmıyorsam dünya onunculuğuna kadar
da yükselmişti.
Görevim,
"Organizasyon ve Sistem Müdürü" idi. Bir gün, şirketin
insan kaynaklarının güçlendirilmesi için bir proje öne
attım. Şimdilerde, "talent pool-yetenek havuzu" ya
da, "Management Trainee – MT" denen bir uygulama
olacaktı bu. Şirkete yöneticiler yetiştirmek üzere dışarıdan,
"sıfır kilometre"
yeni mezun gençler alacak ve onları özel bir eğitim ve
kariyer planlaması ile üst düzey yöneticiliğe hazırlayacaktık.
Tepe
yönetim projeyi tuttu ve onayladı. Konu, alınacak gençlerin
hangi branştan olacağına gelince, üst yönetimin cevabı
hazırdı: "Biz inşaat müteahhitliği firmasıyız.
Tabii ki, İnşaat Mühendisleri alınacak" dendi. Zaten
STFA İnşaat Mühendisi ağırlıklı bir firma idi. Daha
sonraları bizzat Sezai Türkeş de bir başka vesile ile
aynen şöyle demiştir: "Biz bugünlere kadar mühendis
olmayanı adam yerine koymadık."
Ancak
toplantılarda mühendis olmayan yöneticilerden de çatlak
sesler çıkmıyor değildi. Bazıları, "İşletmeci
alalım" diyorlardı. Bazıları da başka şeyler.
Ben
de kendilerine, "Endüstri Mühendisi" ve,"İşletme
Mühendisi" alalım diyince işler çatallaştı.
"Nedir o" dedi, İnşaat Mühendisi tepe yöneticiler.
Elimden geldiğince anlatmaya çalıştım. "Traşı bırak
ne okurlar, nerede okurlar, mezun olunca ne işe yararlar, araştır,
kağıda dök ve getir buraya" dediler. ("Traşı bırak"
lafında hiç bir kasıt yoktur. O zamanlar STFA’da samimi,
direkt, net, açık ve ne demek istendiği kısa yoldan söylenen
bir konuşma dili vardı.)
Bu
eğitimi veren fakültelerden eğitim programlarını istedim.
Bazı hocalarla ve öğrencilerle konuştum. Ve kağıdı hazırlayıp
tepe yönetim toplantısına girdim. Kağıtlardan herkese bir
tane dağıttım. Malum bu kez de, "Bırak şimdi kağıtları.
Kısaca anlat bakalım neymiş bunlar" dediler. Anlatırken
de, "Kısa, daha kısa" deniyordu. Çünkü o
zamanlar STFA’da gerçekten korkunç hızlı bir tempoda çalışılırdı.
Toplantılarda bile.
"Abi"
dedim, "Özeti şu: Bunlar biraz mühendislik dersleri alıyorlar
biraz da yönetim." "Peki
biri niye işletme de öbürü endüstri?" "Abi,
endüstriciler daha çok fabrika, sanayii ötekiler de daha çok
işletme ağırlıklı imişler." "Anlaşıldı,
anlaşıldı" dedi en tepe adam. "Bunlar ne mühendis
ne de işletmeci. Ne deve, ne de kuş. Devekuşu bunlar." Neticede
önerimin kabul görmediğini sanıyorsanız aldanıyorsunuz.
Çünkü tepe yönetici kavrama kabiliyeti son derece fazla
olan bir kişi idi. "Tamam" dedi alın bakalım 25
genç. Yetiştirin. Projeyi uygulayalım. Sen de neticeleri
bana periyodik olarak raporlayacaksın."
Toplantılarda,
bir başka tepe yönetici de, "Tamam yav, işte bunlar
libero. Alıp koyacaksın oraya buraya birer tane" demişti.
Onun üzerine, "Ambarlara da alalım, teknik ofislere de
alalım, satın alma’ya da, insan kaynaklarına da ... alalım"
denmişti.
Benim
endüstri mühendisliği öğrencileri ile başım dertte.
Nedense o kadar çok çağırıyorlar ki, beni konuşma
yapmaya. Üstelik bir de e-mail’lerle sorular yağıyor:
"Endüstri Mühendisliği’nin şirketlerdeki yeri
nedir" gibi.
Bu
hikayeleri onlara önce tuzaklı bir biçimde anlatıyorum. Düş
kırıklığına uğruyorlar. Mesela çok çeşitli şey
okumanın faydasızlığından yakınıyorlar. Libero lafı ağırlarına
gidiyor. "Yani ne iş olsa yaparım abi mi Ulaş
bey" diyorlar. Evet 25 kişiye iş sağlanmış ama
adeta, "Alın bulunsun" gibilerinden küçümsenerek
alınmışlar şeklinde algılıyorlar meseleyi.
Halbuki
bunlar kendileri için dezavantaj değil avantajdır. İnsanların
çoğu maalesef bardağın boş yanını görme eğilimindeler.
Bardağın dolu yanlarından bazıları şunlardan oluşuyor:
.
Çok çeşitli dersler okumanın yararını zaman içinde göreceksiniz.
·
Bence, "libero" demek, "işe yarar
insan" demektir. Top kontroldan çıktığı zaman onu
kontrol eder. Yani üstün niteliktedir.
·
Bir de şunu unutmayalım. Diplomanın önemi azalıyor.
Bu, hiç bir zaman, "Okumayın, diploma almayın"
demek değildir. Diplomanı alıp duvara asacaksın.
·
Artık insanların %85’i diploma mesleklerinden başka
işlerde çalışıyorlarmış. İlk bakışta bu bilgi de
olumsuz görünüyor. Halbuki değil. Bardağın dolu yönü
şu. Diploma mesleğine bağımlılığın azalması insanlar
için yapacakları meslek seçeneklerini arttırıyor. Bir başka
ifade ile artık indanlar diploma aldıkları meslekte çalışmaya
mahkum değiller.
·
Endüstri Mühendislerinin seçenekleri gördükleri eğitim
icabı, yukarıda örneklediğim gibi daha da fazla.
1
Şubat 2002
|