Pro,
“profesyonel”in kısaltması. Amerika’da çok sık
kullanılan yerleşmiş bir kısaltma. Çünkü orada,
“profesyonellik” kavramının özel bir önemi var. Eğer
bir kişi işinde “en iyiler düzeyi”ne ulaşmış
ise ona, “profesyonel” veya kısaca “pro” denir. Bizde
pro henüz kullanılmıyor. “Profesyonel” sözcüğünü
de sadece iki alanda kullanıyoruz: profesyonel futbolcu ve
profesyonel yönetici.
Futbol
benim uzmanlık alanıma girmiyor. Ama yönetimdeki
profesyonellik konusunda ben de herkes gibi bol keseden atıyorum.
Profesyonellik,
ivmesi giderek artan bir hızla önem kazanacak. Türkiye’de
tepedeki profesyonelleri gerçekten büyük bir yangın
bekliyor. Bu yangın patron-profesyonel yangınından
farklı bir şey olacak. Bunun temel iki nedenine değinmek
istiyorum.
Aile
şirketlerine karşı yakınmalar sadece Türkiye’ye özgü
bir şey değil. “Yönetimi profesyonellere devretmek”
ve, “aile şirketi olmaktan kurtulmak” ya da “kurumsallaşmak”
şeklindeki reçeteler dünyanın her yerinde mevcut. Şimdi Türkiye
AB yolunda. Avrupalı’larla ilişkilerimiz, iş
birliklerimiz, ortaklıklarımız, karşılıklı şirket
evlilik ya da satın almalarımız, şirket birleşmelerimiz
artacak. Onlardan gelen istekler arasına şirket yönetimlerinin
düzeltilmesi de girecek. Şirketlerin tepelerinde
profesyonelleri görmek isteyecekler.
Pro’ların
değerini arttıracak ikinci bir temel neden, halka açılmalardır.
Ekonominin düzlüğe çıkması için şirketlerin halka açılmaları
tavsiye ve teşvik ediliyor. Halka açılmalar gerçekten hızlanacak.
Tabii ki, halka açılmakla şirketler patron hakimiyetinden
kurtulmazlar. Ama bu durumun pek farkında olunmaması ve Türkiye’de
patron yönetimine duyulan aşırı allerji nedenleri ile
hisse satın alanlar da şirketlerin başında profesyonelleri
görmek isteyecekler. Hisseler sadece Türk’ler tarafından
da alınmıyor. Yabancı yatırımcılar da bu isteği gösteriyorlar.
Teorisyenler, akademisyenler, danışmanlar, yazar-çizerler
ve her türlü akıl hocaları da patronları değil
profesyonelleri işin başında görmek istiyorlar.
Dolayısı
ile patronlar profesyonel yöneticilere daha fazla yer vermek
zorunda kalacaklar. Gerçek profesyonellerin fiyatları
artacak Ancak pro’ları bekleyen bu parlak geleceğin
onları zorlayıcı bazı sonuçları da olacak. Bir kere vitrin
profesyonelliği devri son bulacak. Profesyoneller arasında
alabildiğince rekabet ortamı doğacak. Gerçek başarıları
ölçülebilir olacak. Amerika’da olduğu gibi başarılı
ya da başarısız profesyonellerin şirketin başına geçmeleri
veya ayrılmaları şirketlerin piyasa değerini etkileyecek.
Bugün sadece patrondan gelen baskılara maruz kalan
profesyoneller yarın piyasadan gelen baskılara da maruz
kalacaklar. Bizde de başarılılarının listelemeleri yapılacak.
Çok az da olsa basında bu tür listelemeler yapıldı ama
onlar daha çok medya ile iyi geçinen, “reklam veren”
avantajını kullanan, halkla ilişkiler ve pablisitesi güçlü
olan, iş ilişkileri ve performanslarından daha çok şirketlerinin
olanaklarını kişisel nüfuz ilişkilerinde kullanan
profesyonellere ve benim konum olmayan bürokratlara ait idi.
“Takke
düştü kel göründü” testinden kim geçe kim kala, yakın
zamanlarda belli olmaya başlayacak.
|